Sicilya, Akdeniz’deki diğer adalar gibi ya da Kıbrıs ve Girit gibi tarihi, kültürel ve stratejik açıdan her dönem değerli olmuş bir adadır. Eski çağlarda başlayan tarihi ve kültürel değeri sanırız ki Orta Çağlarda zirveye çıkmıştır.
Aslına bakılırsa Orta Çağlar Akdeniz ülkelerinin parladıkları dönemlerdir. Akdeniz’in doğusundan batısına kadar birçok siyasi, askeri ve ticari güç ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri de İspanya’da Katalan topraklarında ortaya çıkan Aragon krallığı olmuştur. Endülüs İspanya’sında Reconquista’nın en önemli aktörü olan Aragon Krallığı, İspanya’da ele aldığı üstünlüğü Akdeniz üzerinde de elde etmeye yöneldi.
13. yüzyıl Akdeniz’inde Bizans, Fransa, Sicilya’da Alman İmparatorluğu ve Papalık Avrupa adına güç savaşlarına tutuşurken iç karışıklıklar ve Moğol yıkımına karşı dağınıklık içinde olan bir doğu vardı. Kuzey Afrika’da ise kabile devletleri ortaya çıkıyordu. Avrupa’daki komşu güçlere karşı kudretli liderlerinin yaşadığı kadar başarılı olabilen bu devletler istikrarlı bir ömre sahip değillerdi.
Sicily, like other islands in the Mediterranean or Cyprus and Crete, is an island that has always been valuable in historical, cultural and strategic terms. We think that its historical and cultural value, which started in ancient times, reached its peak in the Middle Ages.
In fact, the Middle Ages were the periods when the Mediterranean countries flourished. Many political, military and commercial powers have emerged from the east to the west of the Mediterranean. One of these was the Aragonese kingdom, which emerged in Catalan lands in Spain. The Kingdom of Aragon, which was the most important actor of the Reconquista in Andalusian Spain, aimed to gain the same superiority over the Mediterranean as it had in Spain.
While Byzantium, France, the German Empire in Sicily and the Papacy were engaged in power struggles on behalf of Europe in the 13th century Mediterranean, there was an east in disarray due to internal turmoil and Mongolian destruction. Tribal states were emerging in North Africa. These states, which were as successful as their powerful leaders against the neighboring powers in Europe, did not have a stable life.