Anadolu coğrafyasındaki çeşitli kültürleri ilk defa bir çatı altında toplayan devlet olarak tarihe geçen Hititlerin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanmaktaydı. Hitit Devleti’nde topraklar kralın, tapınakların ya da soylu kişilerin özel mülkü olarak üçe ayrılmakla birlikte, kralın kişilere tarla bağışlaması ve kişilerin tarla satın alması yoluyla da arazi sahibi olunabiliyordu. Hitit Kralları toprak bağışlarında bulunarak tarım üretimini arttırmayı amaçlamışlardır. Tarımsal üretimi arttırmaya yönelik bir başka uygulama ise NAM.RA politikası olmuştur. Hititçe arnu?ala- şeklinde yazılan ve Hititli kâtipler tarafından köle ya da savaş esir olarak tasvir edilen bu sosyal sınıf, Hitit Kralları tarafından Anadolu’nun farklı bölgelerine yapılan başarılı seferler sonucunda Hitit kentlerine aktarılmıştır. Bu politika ile ülke genelindeki boş topraklar tarım arazilerine dönüştürülerek genişletilmiş buna bağlı olarak vergi gelirleri artmış ve iç piyasadaki temel tüketim ürünleri bollaşmıştır.
The main source of revenues of the Hittites as a state which gathered various cultures in the Anatolian geography for the first time under a single roof based on agriculture and husbandry. Despite the soils in the Hittite State was divided into three section as being held by king, temples or noblemen, it could be possible to get landed by either making a soil donation by kings or to buy fields by the persons. The king of Hittites aimed at enlarging agricultural production by bestowing soils. Another application for increasing agricultural production was the policy of NAM.RA. This social class that was scribed as arnuula in Hittite language and described as slave and captive by the Hittite clerks were transferred into the Hittite cities at the end of successful campaigns that made in the various places of Anatolia by the Hittite kings. By this policy the empty vast lands were enlarged by transferring them into agricultural lands and accordingly the tax revenues were increased and the main consumer products in domestic market were enlarged.