Milli Mücadele’nin kazanılmasıyla beraber her sahada görülen inkılap hareketleri, kendini belki de en fazla hukuk sahasında hissettirmişti. İnkılapların gerçekleşmesinde uygun bir ortam oluşturacak ve uygulanmasında kolaylık sağlayacak, çağın ihtiyaçlarını karşılayacak ve toplumun en önemli yapısı olan aile kurumunu düzenleyecek bir medeni kanuna acilen ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaçla komisyonlar kurularak çalışmalar başlatılmıştır. Komisyonlar, hedeflenen amaca ve milletin ihtiyaçlarına hizmet edecek kanunlar ortaya çıkaramamış ve geçmiş hukukun bir devamı olmaktan öteye gidememişlerdir. Bu sebeple dönemin idarecileri Atatürk’ün de desteğini alarak çağdaş, anlaşılır, ihtiyaçlara cevap verebilecek, Türk ailesini ve Türk kadınını hak ettiği seviyeye çıkarabilecek bir kanun olarak, İsviçre Medeni Kanunu’nu uygun bulmuştur. Hemen çalışmalar başlatılmış ve bu kanun değiştirilmeden tercüme edilerek, Türk Medeni Kanunu hazırlanmıştır. Çalışmamızda Türk Medeni Kanunu’nun, tartışılması, hazırlanması, kabul edilmesi ve uygulanması aşamalarında yaşanan gelişmeler incelenip, bu kanunların aile kurumuna etkileri değerlendirilecektir. Yine yeni kanunla eski kanunun arasındaki farklar vurgulanacaktır. Türk Medeni Kanunu’nun, Türk milletine, özellikle kadına kazandırdığı hakların neler olduğu hakkında bilgiler verilerek Atatürk’ün bu konudaki hassasiyetine ve kadına verdiği değere dair değerlendirmelerde bulunulacaktır.
The revolutionary movements, seen in every field of life with the winning of the National Struggle, most probably were mostly felt in the field of law. A civil law was needed in providing a proper place for actualizing and applying the revolutions, meeting the requirements of the age and organizing the most important part of the society, the family. For this purpose, commissions were set up and commenced. The commissions could not been able to bring about the intended purpose and laws that would serve the needs of the nation and could not been able to go beyond being a continuation of past law. For this reason, the administrators of the period adopted the Swiss Civil Law as a law that can take contemporary, understandable, and able to respond to the needs of the Turkish family and Turkish women by taking the support of Atatürk. Immediate studies were initiated and this law was translated and the Turkish Civil Lawwas prepared. In this study, the developments experienced in the period of discussing, preparing, accepting and applying the Turkish Civil Law will be examined and the effects of these laws on the family institution will be evaluated. Again, the differences between the new law and the old law will be emphasized. Information about the rights that the Turkish Civil Law gave to the Turkish nation and, especially to the women will be given and Atatürk’s sensitivity to this issue and the value given to the women by him also will be emphasized.