Bu makalede Osmanlı devletinin Niğde çevresine hâkimiyetini takiben düzenlenen ilk vakıf tahrir defterleri esas alınarak ismi tespit edilen Kutlu Hoca zaviyesinin bugünkü yerini tespit etmeye çalışılmıştır. Kutlu Hoca Zaviyesi kaynaklarda Niğde sancağı Melendiz Nahiyesi Çengere karyesinde bulunduğu belirtilmektedir. Günümüzde Niğde çevresinde Çengere ismi ile bir yerleşim yeri bulunmamaktadır. Zaviyenin bulunduğu yerleşim yerinin isminin daha sonra Lemye adı ile anıldığı günümüzde ise Kitreli adını aldığı görülmektedir. Kitreli Köyü’nde yapılan yüzey araştırmasında Kutlu Hoca Zaviyesi ve kimliği hakkında köy ahalisinin bilgi sahibi olmadığı tespit edilmiştir. Ancak ahali köyün 4 km güney batısında Çengere/Çingiri adını verdikleri mevkide Çingili Dede isimli bir mezardan ve Çingili Dede hakkında anlatılan hikâyelerden bahsetmişlerdir. Çingili Dede adı verilen mezarın Kutlu Hoca zaviyesinin bulunduğu yapı olduğu ve Çingili dede hakkında söylenen menkıbelerinde Kutlu Hoca ile birleştirilmesinin uygun olacağı üzerinde durulmuştur.
What is attempted to find out in this article is to find out the location of Kutlu Hoca’s Corner which's title was determined based on the endowments' records which were issued just following the Ottoman Rule in Niğde Province. In the sources the hermitage is mentioned to be located in the Çengere Village of the Melendiz County of Niğde Province. However, there cannot be found a location in the name Çengere around the province today. Throughout the research it is found out that the village was later mentioned as Lemye and currently known as Kitreli Village. During the grassroots research in Kitreli village it was determined that current day villagers are neither aware of the hermitage, nor its location. However villagers converse about a tomb called Çingili Grandfather which is located four km southwards the village and some narratives about Çingili Grandfather. Therefore this study calls attention to the fact that the place called Çingili Dede Tomb is the same place as Kutlu Hoca’s Corner and it will be useful for academic research to join the narratives told about Çingili Dede together with the narratives about Kutlu Hoca