Bu çalışma, teknolojik araçlar aracılığıyla belirlenen ve yayılan ideal güzellik anlayışı ile ölçütünü, Erving Goffman’ın dramaturjik yaklaşımı bağlamında bir benlik sunumu olarak ele almayı konu edinmektedir. Makalede, teknolojik araçların nasıl bir ideal güzellik anlayışını şekillendirdiği, bu güzellik anlayışının kadınlar üzerinde nasıl bir etki yarattığı, kadınların bu ölçüte uymak için neler yaptıkları, kadınların estetik operasyonlara ve kozmetik ürünlerine nasıl baktıkları sorularına cevap aranmıştır. Toplumsal yapı içerisinde yer alan söylemler, kadınları ideal güzellik ölçütlerine yönlendirmektedir. Bu söylemler doğrultusunda tektip bir güzellik algısı oluşturularak tüm kadınların buna uyum sağlamaları beklenmektedir. Böyle bir durumda ise kadınların kimlikleri hem görünüm açısından hem de kişilik açısından parçalanmış hale gelmektedir. Literatüre bakıldığında, genel anlamda ideal güzellik ölçütleri, kadın bedeni, tektipleşen güzellik algısı, dijitalleşmenin ve kitle iletişim araçlarının oluşturduğu güzellik algısı, estetik cerrahi operasyonlar, kozmetik ürünleri tüketimi gibi konulara çokça değinildiği görülür. Bu çalışmada ise nitel yöntemin kullanılması; kadın güzelliği, benlik sunumu bağlantısını ve teknolojinin bu bağlantıdaki rolünün ortaya konulmasında daha zengin bir içeriğe ulaşılmasını sağladığından çalışmanın özgün yönlerinden biridir. Yapılan çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nitel veri toplama tekniklerinden yapılandırılmış derinlemesine görüşme tekniği kullanılarak Kayseri ilinde bulunan, 21-35 yaş aralığındaki altı kadın katılımcıdan veri elde edilmiştir. Örneklem hacminin oluşturulmasında nitel araştırma yönteminin paradigması gereğince veri doygunluğu ilkesi esas alınmıştır. Örnekleme tekniği amaçlı ve kartopu örneklemedir. Örneklem birimleri araştırmacının sosyal çevresinden araştırma soruları dikkate alınarak kartopu örnekleme ve amaçlı örnekleme tekniği ile seçilmiştir. Bu çerçevede olmak üzere, bulgular sadece araştırmanın sahasıyla sınırlıdır. Veriler tematik olarak betimlenmiş ve yorumlanmıştır. Çalışmanın sonucunda güzellik söyleminin, kapitalist kültürün ve ataerkil yapının aracı haline geldiği, kadınları tüketim odaklı güzellik normlarına yönlendirdiği ve onlar üzerinde hem sosyolojik hem psikolojik hem de ekonomik baskılar yarattığı tespit edilmiştir.
This study focuses on examining the concept and standards of ideal beauty, as determined and disseminated through technological tools, as a self-presentation within the framework of Erving Goffman’s dramaturgical approach. The article seeks to answer the following questions: How do technological tools shape the understanding of ideal beauty? What impact does this perception of beauty have on women? What do women do to conform to these standards? How do women perceive aesthetic surgeries and cosmetic products? Discourses within the social structure direct women toward ideal beauty standards. In line with these discourses, a uniform perception of beauty is constructed, and all women are expected to conform to it. In such a situation, women’s identities become fragmented both in terms of appearance and personality. A review of the literature reveals that topics such as ideal beauty standards, the female body, the homogenization of beauty perceptions, the influence of digitalization and mass media on beauty norms, aesthetic surgical operations, and cosmetic product consumption have been widely discussed. In this study, the use of the qualitative method is one of the original aspects of the study as it provides a richer content in revealing the connection between female beauty and self-presentation and the role of technology in this connection. Qualitative research method was used in the study. Data were collected from six female participants aged 21 to 35 in the province of Kayseri using the structured in-depth interview technique, one of the qualitative data collection methods. In determining the sample size, the principle of data saturation, in line with the qualitative research paradigm, was prioritized. The sampling technique used was purposive and snowball sampling. Sample units were selected through snowball and purposive sampling techniques, considering the research questions and drawing from the researcher’s social network. Accordingly, the findings are limited to the scope of the research field. The data were thematically described and interpreted. The results of the study indicate that beauty discourse has become a tool of capitalist culture and the patriarchal system, directing women toward consumer-oriented beauty norms and imposing sociological, psychological, and economic pressures on them.