Bu çalışma, çağdaş Türk düşüncesinde kültür ve medeniyet kavramlarını tarihsel tanımları, kavramsal dönüşümleri ve aralarındaki farklar bağlamında incelemektedir. Terimlerin etimolojik kökenleri, entelektüel evrimi ve Türk ve küresel akademideki teorik temelleri analiz edilmektedir. Özellikle, bu kavramların anlaşılmasında önemli bir rol oynayan Ziya Gökalp ve diğer Türk aydınlarının bakış açılarına özel bir vurgu yapılmaktadır. Çalışma ayrıca, kültür ve medeniyetin antropoloji ve sosyoloji gibi beşeri bilimler alanlarındaki yorumlarını ele alarak, bu kavramların ulusal kimlik, tarih yazımı ve entelektüel söylem üzerindeki etkilerini tartışmaktadır. Kültür-medeniyet ikiliğinin ideolojik ve politik tartışmalardaki kullanım biçimlerini inceleyen bu araştırma, söz konusu kavramların günümüz akademik çalışmalarındaki kalıcı önemini vurgulamaktadır. Sonuç olarak, kültür ve medeniyetin derinlemesine anlaşılmasının tarihçiler ve sosyal bilimciler için hayati olduğunu ve bu kavramların Türkiye’de ve ötesinde tarihsel anlatıları ve sosyo-politik analizleri şekillendirmeye devam ettiğini savunmaktadır.
This study examines the concepts of culture and civilization in the context of contemporary Turkish thought, analyzing their historical definitions, conceptual transformations, and the distinctions between them. The research delves into the etymological roots of these terms, their intellectual evolution, and their theoretical foundations in both Turkish and global scholarship. Special attention is given to the perspectives of key Turkish intellectuals, particularly Ziya Gökalp, who played a crucial role in shaping the understanding of these notions. The study also explores how these concepts have been interpreted in broader humanities disciplines, including anthropology and sociology. The analysis highlights the cultural-civilizational dichotomy and its implications for national identity, historiography, and intellectual discourse in Turkey. By demonstrating how these terms have been employed in ideological and political debates, the study underscores their enduring significance in contemporary scholarship. Ultimately, it argues that a nuanced understanding of culture and civilization is essential for historians and social scientists alike, as these concepts continue to inform historical narratives and socio-political analyses in Turkey and beyond.