Kızıldeniz, Eski Çağ'dan 15. yüzyılın sonlarına kadar en önemli uluslararası ticaret yollarından birisi olma özelliğini korumuştur. Batı ile Doğu arasındaki mesafeyi kısaltan bu güvenli ticaret yolu, sahip olduğu coğrafi konum gereği tarihin birçok döneminde büyük güçlerin hedefinde olmuştur. Bundan dolayı Kızıldeniz, tarih boyunca birçok tehdide ve saldırıya maruz kalmıştır. Bu kapsamda 16. yüzyılın ilk yarısında Kızıldeniz coğrafyasında yaşanan Portekiz tehdidi, müslümanlar ve özellikle de Memluklar ve Osmanlılar için oldukça önem arz etmiştir. Portekizlilerin bölgeye ulaşması ile Doğu-Batı arasındaki uluslararası ticaret yolları abluka altına alınmış, Kızıldeniz kıyıları doğrudan tehdit altına girmiş, Kızıldeniz’in güneybatı girişinde bulunan Yemen’in batı kıyıları kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Söz konusu kıyılar yalnız Kızıldeniz değil aynı zamanda Hicaz’a olan yakınlığı sebebi ile İslam’ın mukaddes mekanlarının güvenliğini sağlamak için de büyük bir öneme sahipti. Basra Körfezi ve Hint Okyanusu’ndaki Portekiz üstünlüğüne rağmen, Kızıldeniz’in jeolojik doğası, mukaddes İslami yerlere yakın olması ve Osmanlılarla direkt temas kurulabilen bir coğrafi konuma sahip olması, Portekizliler için mühim sorunlar olmuş ve onların bu denizde daha fazla faaliyette bulunmaktan vazgeçmesine neden olmuştur.
Çalışmamızda Kızıldeniz’in jeopolitik yönden önemli kıyılarına sahip olan Yemen coğrafyasının Kızıldeniz, Arap Yarımadası ve İslam dünyasının güvenliğini sağlama hususundaki ana rolüne ve daha sonrasında 1513, 1517, 1520 ve 1541 yıllarında, Portekizlilerin Kızıldeniz’e girme ve Yemen’in batı kıyılarını kontrol etme girişimlerine ışık tutulacaktır. Ardından bu tehditlerin meydana getirdiği siyasi ve iktisadi sonuçlar ele alınacaktır.
The Red Sea remained one of the most important international trade routes from ancient times until the late 15th century. This safe trade route, which shortens the distance between the West and the East, has been the target of great powers in many periods of history due to its geographical location. Therefore, the Red Sea has attracted threats to the region as well as provided opportunities for the countries on its coast. In this context, the Portuguese threat in the Red Sea region in the first half of the 16th century was very important. With the arrival of the Portuguese in the region, the international trade routes between the East and the West were blocked, the coasts of the Red Sea were directly threatened, and the western coast of Yemen, located at the southwest entrance of the Red Sea, was tried to be taken under control. These coasts were of great importance not only to the Red Sea, but also to ensure the security of the holy places of Islam due to their proximity to the Hejaz. Despite Portuguese supremacy in the Persian Gulf and the Indian Ocean, the geological nature of the Red Sea, its proximity to Islamic holy sites and its geographical location in direct contact with the Ottomans posed major problems for the Portuguese and led them to abandon further activity in this sea.
Our study will shed light on the main role of Yemen, which has geopolitically important coasts of the Red Sea, in ensuring the security of the Red Sea, the Arabian Peninsula and the Islamic world, and the subsequent Portuguese attempts to enter the Red Sea and control the western coasts of Yemen in 1513, 1517, 1520 and 1541. Then, the political and economic consequences of these threats will be discussed.