Abstract
Yasamanın ne kadar özerk, yürütmeden bağımsız olduğu ve yasa yapma otoritesinin gücü hakkında yorum yaparken yürütmenin hangi yollarla seçildiği yani siyasal sistemin ne olduğuna -parlamenter ya da başkanlık sistemi- bakmak önem arz etmektedir. Bir yandan da siyasal sistem ne olursa olsun yasama organlarının şu temel üç işlevini nasıl ve hangi ölçüde gerçekleştirebildiğini analiz ederek bir ülkedeki siyasal sistemle ilgili bilgi sahibi olabiliriz. Yasamanın seçmeni temsiliyeti, meşruiyeti ve seçmenle hükümet arasında bir bağ kurabilmesi, yürütme üzerinde gözetim ve denetim sağlayabilmesi ve siyasa/politika yapıcı kurum olması esasen üç temel işlevini oluşturmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmayla 2017 Anayasa değişikliği sonrasında parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçen Türkiye’nin kuruluşunda hayati bir rol ve öneme sahip olan yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılında siyasi güç ve yasama işlevleri anlamında nasıl bir kuruma dönüştüğünün tarihsel analizinin karşılaştırmalı siyaset bilimi, Türk siyaseti ve tarih literatürlerine katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda bu çalışma sırasıyla şu üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde genel olarak yasama ve yasamanın temel işlevleri nelerdir literatürdeki modern demokratik sistemlerdeki özellikleri bağlamında açıklanmaktadır. Daha sonra Türkiye’nin yasama organı olan TBMM’nin siyasi işlevleri günümüze kadarki tüm Anayasal dönemlere ilişkin kıyaslamalı olarak incelenmektedir. Son olarak 2017 Anayasa değişikliği referandumunun getirdiği değişikliklerle yasama ve yürütme arasındaki ilişki yine yasamanın işlevlerini nasıl ve ne ölçüde yerine getirebildiği özelinde detaylı bir şekilde tartışılmaktadır. Sonuç olarak bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yılı boyunca çok farklı ve hayati siyasi değişim ve gelişmeler yaşansa da yasamanın uzun yıllar boyunca parlamenter yönetimin kurumsal mekanizmalarından ve güçlü bir yürütme ile olan ilişkisinden kaynaklanan ve de çözülemeyen siyasi sorunlarının üzerine daha da güçlü bir yürütme yaratan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmesiyle Türkiye'de yasamanın özerkliğini koruma ve demokratik siyasete katkı yapabilme işlevlerinin gittikçe sınırlandığını öne sürmektedir.
Abstract
When making an interpretation in the sense of the legislative's autonomy and independence from the executive body, and the strength of its authority, it is important to consider how the executive is elected, which means distinguishing the political system whether parliamentary or presidential system. Regardless of the political system in the country, we can understand the political system by examining how and to what extent the legislative bodies realize their three main fundamental functions. These are i) the representation of the legislative to the electorate, legitimacy, and ability to build a connection between voters and the government, ii) the oversight and control over the executive, and iii) being a policy-making institution. In this context, this study aims to provide an understanding of the legislative body, the Grand National Assembly of Türkiye (TBMM), which played a vital role and importance in the establishment of the Republic of Türkiye and transformed into an institution in terms of political power and legislative functions during the last one hundred years. This study seeks to provide a historical analysis while intending to contribute to the fields of comparative political science, Turkish politics, and history literature on the centenary of the establishment of the Republic of Türkiye. In this respect, this study consists of three parts. In the first section, the legislature and the basic functions of the legislatures have been explained broadly in the context of legislatives` characteristics and roles in modern democratic systems according to the current literature. Thereafter, the political functions of the legislative body of Türkiye, TBMM, have been examined historically and comparatively regarding all the constitutional periods up to date. Finally, the study comprehensively discusses the changes brought by the 2017 constitutional change, and how they have impacted the relationship between the legislature and the executive, as well as how effectively and to what extent the legislature fulfills its functions after the change. Despite significant and vital political changes and developments throughout the century of the Turkish Republic's existence, this study argues that with the transition to the presidential system, which has created an even stronger executive power, unresolved political issues stemming from the institutional mechanisms of parliamentary governance and its relationship with a strong executive that persisted for many years, led to the diminishing autonomy of the legislative branch in Türkiye and limited consolidation of democratic politics in Türkiye.